JEOTEKSTİLLER
Jeotekstiller, jeosentetik ailesinin bir
üyesidir. Jeosentetik ailesinin diğer üyeleri; jeogridler, jeoağlar,
jeomembranlar ve jeokompozitlerdir.
Jeosentetikler; sentetik olarak inşa
edilen bir strüktür veya sistemin entegre bir parçası olarak toprak, taş veya
diğer jeoteknik materyallerle birlikte kullanılan polimerik, düzlemsel
ürünlerdir.
Jeotekstiller; sentetik olarak inşa edilen bir strüktür
veya sistemin entegre bir parçası olarak toprak, taş veya diğer jeoteknik
materyallerle birlikte inşaat mühendisliği aplikasyonlarında kullanılan geçirgen
tekstil ürünleridir.
Jeogridler; sentetik olarak inşa edilen
bir strüktür veya sistemin entegre bir parçası olarak toprak, taş veya diğer
jeoteknik materyallerle birlikte takviye amaçlı kullanılan ve fonksiyonlarına
göre kesişmeler veren ızgara benzeri (grid) polimerik materyallerdir.
Jeomembranlar; sentetik olarak inşa
edilen sistem veya strüktürlerde sıvı migrasyonunu kontrol edici olarak ilgili
jeoteknik materyallerle birlikte kullanılan çok düşük geçirgenlikte sentetik
membran astar veya bariyerlerdir.
Jeokompositler: jeosentetiklerin kombinasyonu
olarak üretilen bir üründür.
Konvensiyonel konstrüksiyon materyallerine göre
jeotekstillerin genel avantajları;
- Kullanılan taş va çakıllar hacminde
azalma
- Sonuç olarak konstrüksiyonun toplam hacminde
azalma
- Pratik proses ve işlem süresinde
azalma
- Maliyette azalma
Jeotekstiller hacimsel olarak jeosentetiklerin en
büyük grubudur. Jeotekstiller; jeoteknik mühendisliği, inşaat ve asfalt
konstrüksiyonları, hidrojeoloji ve çevre mühendisliği alanlarında
kullanılmaktadır. Karayolları, havaalanları, demiryolları, barajlar, toprak
setler, istinat duvarı, su deposu, kanallar, kıyı koruma, iç inşaat
aplikasyonları, çatı ve duvarlarda ısı, ses, ateş yalıtımı vs. gibi çok geniş
aplikasyon alanları mevcuttur.
Jeotekstiller aşağıdaki fonksiyonların bir veya
daha çoğunu sağlamak için dizayn edilirler.
-
separasyon ve
stabilizasyon
-
takviye
-
filtrasyon
-
erozyon
koruma
-
drenaj
Jeotekstiler dokuma veya nonwoven materyallerdir.
Örme ürünlerin bu aplikasyonlar için kullanımları zordur. Nonwoven ürünler
özellikle tercih edilir. Bunun nedeni yüksek performansları ve maliyetlerinin
düşük olmasıdır. Çoğu nonwoven jeotekstiller; dokuma veya örme prosesine göre
genellikle daha az pahalı olan spunbond veya iğneleme yöntemine göre
üretilmektedirler.
Jeotekstil üretiminde en önemli kriterler; polimer
tipi, lif tipi, kumaş dizaynı ve nonwovenlar için bağlama yöntemi seçimidir.
Jeotekstillerde en yaygın olarak kullanılan polimerler polipropilen ve
poliesterdir. Polipropilen kimyasal saldırılara karşı en yüksek dayanım
gösterir. Dokuma, nonwoven polipropilen jeotekstiller biyolojik olarak
parçalanamaz ve toprakta yaygın olarak bulunan kimyasallara, atık depolarındaki
böcek ve haşerelere karşı dayanıklıdır. Poliester 12 ay oda temperatüründe neme
maruz kaldıktan sonra kalsiyum hidroksit ile reaksiyon gösterir ve kopma
mukavemeti %75 azalır. Poliester lifi beton ile de benzer reaksiyonu gösterir.
Polipropilen ve polietilen çok daha az yaygınlıkta kullanılır. Diğer liflerle
karşılaştırıldığında poliamid daha çok su absorblar ve bu mukavemette azalmayla
sonuçlanır.
İplikler monofilament, multifilament, stapel ve
yarık film (slit-tape) formunda olabilir. Kullanım yerine göre kalın-ince, hafif
(4 oz/yd2)/ ağır (8 oz/yd2) olarak kullanımları mevcuttur.
Jeotekstillerde kullanılan dokuma tipleri;
bezayağı, panama ve dimi dokumadır.
JEOTEKSTİLLERİN ÖZELLİKLERİ VE TEST
YÖNTEMLERİ
Jeotekstillerin fiziksel ve mekanik özelliklerinin
yanısıra, toprak/jeotekstil interaksiyonunu etkileyen jeotekstil özellikleri de
jeotekstil performansında kritik parametrelerdir.
Toprak/jeotekstil interaksiyonu ile ilişkili
parametreler genellikle kullanım koşullarının simulasyonu ile spesifik dizayn
koşullarında yapılmakta bu da toprağın direk etkisinin ölçümünü
sağlamaktadır.
Jeotekstillerin önemli fiziksel özellikleri;
kalınlık, gramaj ve elastikiyettir. Jeotekstillerin ölçülebilir önemli mekanik
özellikleri ise; sıkıştırılabilirlik (compressibility), gerilim mukavemeti,
dikiş mukavemeti; yırtılma, patlama, çarpma, ve delinme mukavemetidir.
Dokuma ve termal bağlanmış nonwoven tekstillerin
sıkıştırılabilirliği düşüktür. İğneleme yöntemine göre elde edilmiş
jeotekstiller yüksek sıkıştırılabilirliğe sahiptir. Bir jeotekstilin
sıkıştırılması; geçirgenliğini ve nüfuz edebilirliğini azaltır. Çünkü sıkışma
kumaşın gözenek strüktürünü değiştirir.
Gerilim, mukavemet özellikler jeotekstillerin
önemli özellikleridir. Yeterli gerilim mukavemeti jeotekstil aplikasyonlarının
tümü için gereklidir.
Jeotekstilin gerilim mukavemetinin
ölçümünde kullanılan 3 test metodu vardır. Tutma gerilim testi, geniş en gerilim
testi ve gerilim akma testi. ASTM
dizaynına göre her bir test için numune büyüklükleri tabloda gösterilmiştir.
Tutma gerilim testi, materyalin son kopuş
kuvvetinin bir indeksini verir. Birim en başına düşen kuvvetten ziyade, yalnızca
kuvvet biriminde (pounds gibi ) ifade edilir. Geniş en gerilim testinde
ölçümler, birim en başına düşen kuvvet olarak ifade edilir (lb./inch). Zaman
alıcı ve pahalıdır. Gerilim akma testinde, 10.000 saat (417 gün) boyunca geniş
en test numunesi bir kuvvete maruz bırakılmaktadır. Bu kuvvet, kopuş geriliminin
(son gerilim) yüzdesi olarak ifade edilebilir. Akış-uzama hızı zamanla sıfıra
yaklaşacaktır. Aşağıdaki tabloda uygulama yerlerine göre yapılan mukavemet
testleri görülmektedir.
Jeotekstil
kumaşının uçları dikilmektedir. Çeşitli dikiş tipleri farklı kumaşlar için
kullanılmaktadır. Dikiş dikme konstrüksiyonunun değişkenleri ve
komponentleri;
- Dikiş tipi
- Dikiş sıra sayısı
- Dikiş yerleşimi
- İplik tipi
- İplik numarası
- Dikme aracıdır.
Aşağıdaki şekilde farklı dikiş tipleri
görülmektedir.
TOPRAK/JEOTEKSTİL
İNTERAKSİYONU
Toprak ve jeotekstil arasında mekanik ve
fiziksel olmak üzere 2 çeşit interaksiyon mümkündür. Mekanik
interaksiyon; jeotekstil ve toprak arasındaki kesme mukavemetiyle
tanımlanır. Toprağın jeotekstile sürtünmesi kuvvetlendirme (takviye)
aplikasyonlarında çok önemlidir. Toprak ve jeotekstil birbirlerine göre
hareketleri açısından dizayn edildiklerinde düşük temas kesme mukavemeti
istenilir ve jeotekstil toprak takviyesinde (sağlamlaştırılmasında)
kullanıldığında yüksek temas kesme mukavemeti istenilir. Kesme mukavemeti,
toprak ve jeotekstil arasındaki sürtünme açısıyla tanımlanır. Jeotekstilin
sürtünme davranışını test etmek için iki farklı test
uygulanmaktadır.
-
direk makaslama
(kesme) testi
-
çekme (pull-out)
testi
Yukarıda çekme ve direk kesme testleri şematik
olarak gösterilmektedir.
Direk kesme testinde, toprak içeren diğer yarı
kutuya karşı, hareket eden kayma kutusunun alt yarısına jeotekstil fikse
edilerek gerçekleştirilir. Çekme testi; bir kutucuk içerisinde kaydırılarak
çekilen bir jeotekstil ile gerçekleştirilir.
Fiziksel interaksiyon; jeotekstilin hidrolik
özellikleri ile tanımlanır. Bu özellikler; gözeneklilik, açık alan (%),
geçirgenlik (transmissivity), nüfuz edebilirlik (permittivity) ve görünür açık
alan özellikleridir.
Boşluk hacminin toplam hacme oranı olan
gözeneklilik jeotekstilin filtrasyon uygulamaları için önemli bir parametredir.
Ayrıca yine filtrasyon uygulamaları için önemli bir parametre olan geçirgenlik
ve nüfuz edebilirlik ; sırasıyla ASTM D 4716 ve ASTM D 5493 test yöntemleri ile
belirlendi. Nüfuz edebilirlik
testinde 550 kPa normal gerilim uygulandı. Aşağıdaki şekil şematik olarak bu
testte kullanılan cihazı göstermektedir.
Bu aparatta nüfuz edebilirliğin ölçümü
için 50,8 mm çapındaki jeotekstile, çelik bir piston ile belirli bir kuvvet
uygulanır. Basınç ölçerdeki seviye farkından jeotekstilin nüfuz edebilirlik
düzeyi hesaplanır. Bu metotta saf su ile çalışılır.
Geçirgenlik testinde 100*100 mm
jeotekstil numunesi rijit bir metal tabakaya uygulanan normal bir gerilime maruz
bırakılır. Bu test aparatı 2000 kPa normal gerilim uygulamak için dizayn
edilmiştir. Bu test için de saf su kullanılır.
Jeotekstillin geçirgenlik ve nüfuziyet
özellikleri; jeotekstilin kalınlığına bağlıdır. Toprak/jeotekstil sisteminin
hidrolik karakteristiğini toprak ve jeotekstilin her ikisinin özellikleri
etkileyecektir. Bu iki önemli özellik; toprak geçirgenliği ve jeotekstil
geçirgenliğidir.
Toprak geçirgenliği [ks
(cm/sn)] laboratuvarda ölçülebilen
toprağın hidrolik bir karakteristiğidir. Toprağın ve jeotekstilin akış
kapasitesi veya akış hızı; verilen hidrolik gradyant ve akış alanı koşullarına
göre hesaplanabilir. Jeotekstilin geçirgenliği saniyenin tersi (1/sn) olarak
ifade edilir.
Geçirgenlik ve akış hızı Darcy kanunuyla
ilişkilidir. Darcy kanunundaki değişkenler aşağıda gösterilmiştir.
Denklemden de anlaşılacağı gibi
jeotekstilin akış kapasitesini jeotektilin geçirgenliği ve kalınlığı
etkilemektedir. Aynı geçirgenliğe sahip iki jeotekstil, aynı akış hızına sahip
olmayabilir.
Yukarıdaki örnek jeotekstilin
geçirgenliğinin direk olarak akış hızıyla korelasyona sahip olmadığı
göstermektedir. American Association of State Highway Officials (AASHTO)
tarafından belirlenmiş nüfuz edebilirlik değerleri tabloda gösterilmiştir. Fakat
çalışılacak alana göre bu değerler test edilerek modifiye edilebilir.
Jeotekstilin dayanım özellikleri ise,
kullanımı sırasında bozunmaya dayanımı ile ilişkilidir. Jeotekstilin
dayanıklılığı yapımında kullanılan polimer esaslı materyal ve dış ortamın
özelliklerine bağlıdır. Jeotekstil uygulanması boyunca; mekanik ve
fizikokimyasal iki dış etkiye maruz kalır. Aşınma bir materyalin herhangi bir
kısmının bir yüzeye sürtünmesiyle eskimesi olarak tanımlanır. Aşınma,
toprak/jeotekstil sisteminin zayıflaması veya çakıl gibi küçük toprak
partikülleriyle gerçekleştirilebilir.
Jeotekstilin fizikokimyasal degradasyonu;
ultraviyole, ışık, nem ve farklı kimyasallar gibi atmosferik koşullara maruz
bırakılarak veya devamlı yük altında tutularak gerçekleştirilebilir.
Jeotekstilin degradasyonun ana sebebi; temperatür, kimyasal, biyolojik, günışığı
degradasyonu polimer yaşlanması şeklinde gerçekleşebilir. Jeotekstilin diğer
önemli bir performans özelliği; jeotekstilin tıkanmaya karşı dayanımı ve uzun
süreli drenaj yeteneğidir.
JEOTEKSTİLLERİN
FONKSİYONLARI
Jeotekstillerin
ana fonksiyonları; separasyon, stabilizasyon, takviye, filtrasyon, drenaj, su
iticilik ve korumadır.
Jeosentetiklerin başlıca 8 fonksiyonu
aşağıda gösterildi.
Jeosentetiklerin fonksiyonları kullanım
yerlerine göre çok çeşitlidir. Örneğin şekilde gösterildiği gibi erozyon kontrol
aplikasyonlarında nehir kıyıları
boyunca bir kumaşın üzerine taşlar ve kırılmış kaya parçaları
yerleştirilebilir. Tüm sistemin rolü kanalda toprak erozyonunu önlemektir. Bu
jeotekstil, toprak partiküllerini tutarken, kumaş boyunca topraktaki suyun
geçişine izin vererek spesifik filtrasyon fonksiyonu göstermektedir.
Aşağıdaki şekilde gösterildiği gibi
istinat duvarlarında toprağın çevresine sarılan jeotekstil duvarın sağlamlaştırılmasını
sağlamaktadır.
1. SEPARASYON VEYA STABİLİZASYON
FONKSİYONU
Separasyon fonksiyonunda jeotekstil
materyal, konstrüksiyonun ömrü boyunca iki farklı toprağı birbirinden ayırıcı,
karışmalarını önleyici olarak görev yapar. Anayollarda araç tekerleklerinin
yüksek basıncı, uzun sürede asfalt zemininde çökmelere neden olur. Jeotekstil
anayol asfaltların farklı toprak zeminlerin birbirine karışmasını ve çökelmeleri
önleyerek asfaltı kuvvetlendirici, sabitleştirici ve ömrünü uzatıcı rol oynar.
Ayırıcı olarak jeotekstil
kullanılmadığında agregat parçaları alt zemine doğru dağılarak etkin temel
kalınlığının azalmasına neden olur. Temel kalınlığındaki azalma agregat
temelinin yük taşıma kapasitesindeki azalmayla sonuçlanır. Fig 5 de görüldüğü
gibi jeotekstil kullanıldığında, jeotekstil agregat temelin alt zemine
migrasyonunu önleyerek asfaltın ömrünü artırır.
2.FİLTRASYON
En yaygın olarak kullanılan jeotekstil
fonksiyonudur. Yüzyıllar boyunca mühendisler konvensiyonel derecede agregatlar
kullanarak filtre sistemleri inşa ettiler. Bir filtrasyon fonksiyonu sağlayan
jeotekstil, çeşitli derecede agregatlardan oluşan toprak strüktürlerinde benzer
bir rol oynar. (Şekil) Filtrasyon fonksiyonu, jeotekstil düzlemi boyunca filtre
edilen topraktan suyun geçmesine izin verirken filtre edilen toprak
partiküllerinin tutulmasını sağlar.
Filtre jeotekstillerin amacı toprak
partiküllerini tutarken, serbest su akışına izin vermektir. Bu fonksyionun
kullanıldığı bazı aplikasyonlar; karayolu kenarlarındaki kanallar, istinat
duvarı drenaj sistemleri, atık deposu toplama sistemleridir. Verilen bir periyot
süresince sistemden geçecek su miktarı, filtre sistemi akış kapasitesi veya akış
hızı olarak belirlenecek ve cm3/sn veya cm3/sn/m olarak ifade
edilecektir.
3. TAKVİYE VE SAGLAMLAŞTIRMA
FONKSİYONU
Takviye fonksiyonunda, jeosentetikler
kuvvetli gerilim yüküne maruz kalırlar. Yumuşak toprak üzerine yerleştirilen
jeosentetik kuvvetlendirici materyal potansiyel rotasyonal zayıflamalara karşı
gerilim kuvvetlerine karşı koyar.
4. TRANSMİSYON
FONKSİYONU
Transmisyon fonksiyonunda sıvılar ve
gazlar jeosentetik düzlemi içerisinden geçerler. Genellikle jeokomposit
materyaller kullanılır. Bu fonksiyonda, bir drenaj ağ veya bir geçirgen merkez
tabaka alttan ve üstten jeotekstil ile birleştirilir.
Ayrıca istinat duvarlarında bir
jeotekstil/drenaj merkez kompozit geçirgenlik fonksiyonu verebilir.
Ayrıca atık deposu sistemlerinde
jeomembranın yanında bir jeotekstil metan gazının geçişi ve tutulmasını sağlamak
için
kullanılabilir.
5.YASTIKLAMA
FONKSİYONU
Yastıklama fonksiyonu, tüm aplikasyon
içerisindeki diğer komponenti korumak için bir jeosentetik kullanımı anlamına
gelir. Genelde taş partiküllerinden ve diğer materyallerde jeomembranı korumak
için bir jeotekstil kullanımı anlamına gelmektedir. Bu fonksiyon şekil 12 de
gösterildiği gibi atık deposu aplikasyonlarında yaygın olarak kullanılır.
6. BARİYER
FONKSİYONU
Bariyer fonksiyonu jeosentetik düzlemine
karşı sıvı akışını önlemek anlamına gelir. Tipik aplikasyonu atık deposu ve
havuzlarında jeomebran kullanımıdır. Aynı zamanda nonwoven jeotekstil geçirgen
olmayan bir materyal ile emdirildiğinde bir bariyer fonksiyonu görmektedir. Anayol asfatlarının onarımında ve tekrar
düzenlenmesinde yaygın olarak bilinir. (Şekil) Bu aplikasyonda, asfalt esaslı bir madde ile emdirilen
bir jeotekstil üzerine yeni asfalt döşenir. Jeotekstil/ kaplama kombinasyonu üst
yüzeyden alt tabakaya suyun hareketini önler. Asfalt bölümü içerisindeki su
karayolunun performansını azaltacaktır. Bu apliksayonda jeotekstil kullanımı
karayolu dizaynının ömrünü uzatacaktır.